Yazmak Şifadır.
Yazmak Şifadır.

Yazmak ruhun en karanlık köşelerini aydınlatan bir pencereyi açmaktır. Yazmak oksijendir; ciğerlerini yakarcasına nefes almaktır. Yazmak, açılmasıdır tıkanan tüm damarların. Yazmak yaşamaktır. Ve yazmak aslında yaşatmaktır.


Moria,

Bursa’da, Uludağ’ın eteklerinde Muradiye isminde bir külliye vardır. Orada Osmanlı hanedan mensupları metfundur.


Ve Mustafa…

Henüz benim şu anki yaşımdayken iktidar uğruna babası tarafından katledilen bir evlat.

Şeyhülislam’ın katli vaciptir dediği; dini otoritenin iktidar uğruna kirletildiği bir hükmün mahkumu olan Şehzade… Kendisinden sonra tüm erkek çocukları öldürülen bir baba…

Mustafa… Hakkı hesap gününde teslim edilecek olan yüksek ruh…


Eğer Taşlıcalı Yahya Bey yazmasaydı “Şehzade Mersiyesini”  cihan padişahına isyan eden hain bir şehzade olarak anılacaktı Mustafa.


Ben okudum o mersiyeyi,. Taşlıcalı Yahya, Mustafa’yı şu şekilde tanıtıyordu;


“Alimler ile sohbet eder, halk ile bir arada olurdu.  Kerem ve ihsanıyla güzel özelliklere sahip bir kimseydi. Onun tevazu ile selam alıp verişi herkesçe bilinirdi. Ona çok yazık oldu, iftira edildi. Allah’ın huzuruna dua ve övgülerle gitti.”


Ben Kardeşim Mustafa’nın hakkının teslim edildiği zaman orada, onun yanında olmak istiyorum Moria… Mustafa’nın hakkını teslim aldığı zamanki sevincine ortak istiyorum. Ona sarılmak, onunla beraber mutluluk göz yaşları dökmek istiyorum.


Ben mutlak adaletin sağlanacağı hesap gününü iple çekiyorum Moria..  Masumların haklarının verilmesini, zulmedenlere hesap sorulmasını istiyorum.


Kader tecelli eder. Sonuçları bizim açımızdan nasıl olur bilinmez.


Ama bu dünyada kalan hakların teslim edilmesini istemek bile tek başına ahirete iman etmek için yeterlidir.  


Taşlıcalı Yahya Beyin Mersiyesindeki yer alan şu dizeler beni çok etkiledi;


Bir ejderhâ-yı dü-serdür bu hayme-i dünyâ Dehânına düşen olur hemîşe nâpeyda.Bu dünya çadırı iki başlı bir ejderhadır. Onun ağzına düşen elbette görünmez olur.


Bu dizelerin yazılmasının üzerinden neredeyse 5 asır geçmiş… Ama dünya hala aynı dünya…


Dünya…


Uzun süredir hep senin için şiirler yazıyorum Moria. Dün akşam senin dışında, farklı konuda bir şiir yazdım. Biraz dünyaya kızdım. Ve şöyle dedim;


Dünya!

Sen, umutla gönderilen mektupların hüzün getiren cevap postası!

Sen, şehvetle yenen yemeklerin sebep olduğu obez hastası!

Sen, rant için geleceği çalınan çocuklara bırakılan kentin paftası!

Sen, senin için mutsuz biten bir hayatın üzerine çakılan mezar tahtası!



Moria..

Cehennem aslında belirli bir mekân değildir.

Cehennem bir manadır; azap çekerken bile duyulmayanlar için her yer cehennemdir.

Ben cehennem zindanlarının duvarları yazarak yıkıyorum.

Ben yazarak özgürleşiyorum... 



30.10.2023 23:00