Ötelerden esen rüzgâr getirdi seni;
Gönlümün en gizli bahçelerine.
Ruhumun mahreminde yeşeren filiz;
Dönüştü aşkın kadim felsefesine.
Hani bir bülbül, bir güle vurulur ya;
İşte ben de sana öyle vuruldum Moria.
Ruhum bir bülbül; dünya bir kafes.
Sen, tomurcuklanan taze bir nefes.
Gizlim saklım yok, her şey çok açık;
Kalbim, ruhuna ışık veren o güce aşık.
Senin yangınından nasibime bir kor düştü.
O kor kalbimde dev bir yangına dönüştü.
O yangın kanatlandırdı yeniden arayışımı,
O kanat uçurdu ruhumun manaya adanışını.
Arayışım bir ten değil, bir mana idi.
Bir cesede hayat veren o anlam idi.
Bence her şey net, berrak ve temiz.
Belirginleşti içimde takip ettiğim iz.
Artık yürüme zamanıdır yüce dağlara;
Sonsuzluğa sevdalı bir derviş olmaya.
Efsunlu gözlerini kalbime gömüyorum.
Ben aşkın sonsuz yolunda yürüyorum.
Aklıma her geldiğinde seni hayırla anacağım.
Ben sarıldığın ağaca konan bülbül olacağım.
Ömer Furkan Kesikbaş - 12.12.2023