Karavana Dünya
Karavana Dünya



Karavana Dünya

 

Ne yaşam,

Dansa kaldırdı beni;

Sarıldı boynuma.

Ne de bir gece,

Ölüm aldı beni koynuna.

Ben, bir beden dar geldim

bu dünyaya.

Bundan,

İki yakam gelmedi bir araya.

 

Ama,

Sana bir sözüm yok, 

Karavana dünya;

Herkes bir ok atıp gitti,

Dart tahtası asılı duvarına.

Merak ediyorum ciddi ciddi;

Iskalamayan oldu mu hedefi?

İnanıp, hileli oyunlarına.

 

Sen bir sirksin; bedavaya girilen,

Külahlı oyunlar; akrobatlar, cambazlar,

Eğitimli hayvanlar; aslanlar, kaplanlar,

Palyaçolar, pembe saçlı kızlar,

Barınıyor bağrında.

 

Eğlencen bitmiyor;

Her an, devir daim.

Peki,

Ya benim

Bağrımdaki kor?

Pür melalim?

Umurunda mı senin;

Yedi iklim hüzünlü halim?

 

Tamam, seni anlıyorum,

Bu senin görevin.

Yok seninle şahsi bir derdim,

İstersen,

Hadi gel helalleşelim,

Eğer varsa bir diyeceğin,

Şöyle geç otur karşıma,

Ama önce makyajını temizle,

Eğer ağlarsan, akmasın rimelin.

 

Kusura Bakma,

Seni kırmak değil niyetim,

Yalnız,

Sana karşı biraz şüpheciyim,

Niyetim,

Beni alacak o son vapur,

Yaklaşıncaya kadar limana;

Binmemek senin saltanat kayığına,

Acemi bir ihtiyatla.

 

Önce şunu bir anla,

Sen bir gurbetsin,

Bakıp ta geçilen;

En kadim temaşa.

Bense, bir yolcuyum,

Hayy ile Hu arasında.

 

Yaşamak benim için salyangoz izi;

Adımlarım buharlaşan bir damla gibi;

Zamanın yakıcı ışığı altında.

Aklımda, ölümün doğurganlığı;

Don biçiyorum, doğmamış bebeğe;

Ölüme gebe biricik ömrüme.

 

Ömer Furkan - 08.05.2024