Dağların sisli dorukları gibi hislerim; önümü arkamı göremiyorum.
Sen neden böyle ayaz gibisin? Zemheri mevsimden geçemiyorum.
Oysa ben sana düşlerimdeki gardenya kokan günlerden bahsetmek isterdim;
Ve yağmur ormanları gibi yeşil gözlerinin derinliklerinde nasıl kaybolduğumu.
Ben gardenya kokulu niyetlerimin fidanlarını utangaç dualarda büyüttüm.
Bir duanın tam da olmaz denilen bir şeyi oldurduğu yerde ben göründüm.
Ben sebepler aleminde sonu sana çıkan tüm sokakları dolaştım.
Sonra bir duanın kanadına tutunup sabrımın sınırlarıyla yarıştım.
Gidecek bir yerim yok; ben senin varlığını bilerek yokluğunla sınandım.
Tüm cesaretimle kuş tüyleriyle ördüğüm samimiyet zırhını kuşandım.
Üflesen uçacağım, inanıyorum bir duanın kalp üzerindeki tesirine.
Bir adımın yeter uğruna kefaret ödenmeye hazır bir düşün esirine.
Ömer Furkan Kesikbaş