Dünya kirlenmiş, ruhlar paslanmış;
Kalpleri yapmacık sevgiler sarmış.
Gönlümün tenha ve loş odalarında;
Hüzün makamında kemanlar çalmış.
Güllerle başladım seni sevmeye;
Şiir yüklü gemiler yolladım sana.
Bekledim yaratılışını bir sebebin;
İçimde hep umut besledim sana.
Sen doğurdun şiirin mısralarını;
Ozanlar türküler yazdılar sana.
Hep seni okudum mesnevilerde;
Gül ile Bülbül'ü benzettim sana.
Ey Mecnunu çöllere düşüren Aşk;
Benliğimi yok eden efsunlu bakış!
Senin şifan pompalanıyor artık;
Kalbimin beslediği damarlarımda.
Leyla’nın kim olduğu önemli mi?
Leyla; ha Rosa, ha Moria olmuş.
Leyla, kendi çölünde kaybolan şairin;
Arayışına sembol bir hayal olmuş.
Aşkın girdiği kalp bir Dergah olmuş.
Aşkla tanışan dervişler Evliya olmuş.
Vuslat Şart mı? Hayır şart değil.
Ancak aşk temizler dünyanın kirini,
Sadece aşk kazır ruhun biriken pasını.
Aşk doğurur bir şairin en güzel sözünü.
Aşk iyileştirir dünya sürgününün yasını.
Ömer Furkan Kesikbaş - 07.12.2023