Dünya
Dünya


Dünya, çocukluğumda ördüğüm bir pamuk ipliğiyle bağlıyım sana.

Hiç çekinmiyorum artık senden; yüreğin varsa, hadi çık karşıma.


Dünya!

Sen, umutla gönderilen mektupların hüzün getiren postası.

Sen, şehvetle yenen yemeklerin sebep olduğu obez hastası.

Sen, rant için geleceği çalınan çocuklara bırakılan kentin paftası.

Sensin, kefenlenen bedenlerin üzerine çakılan mezar tahtası.


Ben, bir nefes kadar uzağım toprağın kara bağrına.

Giriyorum yapılmamış hataların vicdan azabına.

Yaşlı çınar ağaçlarıyla dolu bir camii avlusunda;

İşlenmemiş günahlarım için tövbe ediyorum.


Ya Rab!

Neden kalbimdeki ateşi söndürmüyor gözyaşlarım?

Tahtakuruları kemiriyor göğsümdeki iman tahtasını. 

Gelsin sual melekleri, açılsın artık emel defterim.

Hazırım hesap vermeye, dile gelsin tüm niyetlerim.


Ömer Furkan Kesikbaş