Çınar Çıkmazı
Ruhum hep kırk yaşında.
Buluğ çağından önce erdim kemale.
Kucağında büyüdüm gurbetin;
Yadeli bir atın perçeminde.
Gurbet beni hiç terk etmedi,
Sadık bir sevgili gibi,
Ben delicesine bağlandım ona.
O da benim gibi, hüzünlü biri.
Yürüdüm gurbetle ardı sıra,
O bana yaren, ben ona sıla.
Bazen, gölgem de eşlik etti
adımlarıma.
Daimî güzergahım çınar çıkmazı,
Mor salkım çiçeklerinin sokağı.
Yokuşlar bitap özlemlerimde.
Hasretimin rengi kan kırmızısı.
Ayaklarım, yuvası karıncaların.
Bir hicran kafesi saklı göğsümde.
İçinde, palazlanır vuslat kuşları,
Heybetli dağlar yürür önümde.
Volkanın içinde gizlenen arman;
Dağların kalbindeki en ince sızı.
Bundan, duman yükselir
dağın ağzından.
Ve bundan, kül yağmuru yağar,
göğümde.
Ansızın, çağırır beni sabah yıldızı.
Yine zamanı geldi bir elvedanın.
Her veda kendince mütevazı.
Her gidiş, sorusu bir cevabın.
Ömer Furkan - 28.04.2024