Cam Balkon
Perdelerin ardında güneşsiz gündüzler
Aydınlık geceleri kollayan lamba duyu.
İnsan, tükenen bir mum gibi umutsuz
Duydum, kalbinden gelen homurtuyu
Simalar tanırım, dişleri yok çarkında.
Gözleri oburluğun en dipsiz kuyuları
Destursuz gülemezler, avuçlar perde
Buluşurlar ışığın somurttuğu yerlerde.
Hep aynı meşreple tokuşur kadehleri
Tuz yalar çeşmede susasın diye dilleri
Alınları secdede bir taht gördüklerinde
Taptıkları; etobur camgözlü bir çekirge.
Bildikleri üç amel; cebir, hile ve tuzak
Yaşamları kolonsuz gölgelere sığınak.
Tedbirsiz gezmez akrep belde emanet
Şeytanı bile korkutur cebi delik ihanet
Kulaklarının arasında çevrili tel örgüler;
Anladıklarından sorumlu olmamı istediler.
Oysa, zulme isyanım gayet net ve sarihti.
Yumruğum havadayken kalbim müsterihti.
O an kırlangıç sürüsü selamladı başımı
Yere inen bulutlar kesti köstek bağımı
Ağzımda gün batımının uzattığı sigara
Ruhumu okşadı güneşin kızıl saçlı ışığı
Zorbaların yaşamı sürsün camın dışında
Ben balkona sığınıp ufkumu parlatırım.
Bu deveran dönünce sanki ışık hızında
Yine güneşe çıkar ve öykümü anlatırım.
Ömer Furkan – 29.06.2024