Zihnim yine sararan sarmaşıklar gibi karmaşık.
Düşünüyorum umutla büyüttüğüm yenilgileri.
Göğsümdeki ateş boyuyor ufuğu kızıllıklara.
Hatırlıyorum tarihe gömdüğüm majesteleri.
Seni düşünmek, sevdiğin birini defnetmek gibi acı.
Ninni söylüyor içimde babaanneler uyutmak için acımı.
Tam da uyuyacakken yeniden ağlamaya başlıyor acım.
Tıp kı benim gibi inatçı o da; sonuçta kendisi benim acım.
Söylesene, sen hangi beldenin sonbaharısın?
Bir günde çevirdin iklimimi bahardan kışa.
Sen soğukken bile nasıl böyle yakıcısın?
Zihnimde hep sana dair bir münakaşa.
Sanki gözyaşı akıtıyorum bir buz ağacına.
Gözyaşımı donmuş kristallere çeviren sana.
Ama elbet bir gün baharlar gelecek yine;
Güneş değecek göz yaşımın kristallerine.
Ve göz yaşımın tuzu;
Eritecek içindeki buzu.
Ömer Furkan Kesikbaş – 16.10.2023