Ben dervişlik yolunda olan bir Alperenim.
Artık yel değirmenleriyle savaşmıyorum.
Kılıcım yok, kalemle meydan okuyorum;
Her kapıyı, gelir kapısı sanan lejyonlara.
Bize unutturulan o sadık rüyayı hatırlayıp;
Hattı müdafaa yoktur; sathı müdafaa vardır;
O da tüm insanlığı içinde barındıran dünyadır.
Şuuruyla; Kalemimi kınından çekiyorum.
Bir ucu Kaşgar, biri ucu Mostar olan;
Şanlı bir medeniyeti hikmetle kuran;
Asırlık şehirlerin ortasına dikilen ucube;
Bir hançer gibi batıyor benim kalbime.
Sonu olmayan, Karun'ca bir servet hırsı uğruna;
Kirletilen dereler ağlayarak içini döküyor bana.
Ranta doymayan yamyamlarca yakılan ormanlar;
Bir medeniyetin ciğerlerini söndüren duman oluyor.
Biz hangi yüzle bakacağız,
Yeşil bir medeniyetin sembolü;
O ulu çınarların hüzünlü gözlerine?
Ve kim hıyanet ediyor?
Çocuklarımızın emaneti;
Ahilik medeniyetinin değerlerine?
Ömer Furkan Kesikbaş - 27.11.2023
