Barış ve Ölüm
Barış ve Ölüm



Barış ve Ölüm

 

Sanırdım ki, bahar gelince çiçek açar ruhlarda.

Olmadı bu dünyada, rengarenk kırlardaki barış.

Bir kurtarıcı bekleyen o gözlerdeki tufanda;

Beyaz güvercin, zeytin ağacına konmamış.

 

Esir oldum, yaşam denen bu yorucu savaşta.

Gözlerimden yola vurdu yıldızlardan kafile.

Samanyolu, kırk deve özlem yüklü bir kervan.

Gündüzleri körüm ben, bekleyişim nafile.

 

Geceleyin kalkar gözlerime çekilen perde.

Ruhum göğe yükselir Ay’ın mesai yaptığı saatte.

Yıldızların saçını okşarcasına

                           Semaya kaldırırım ellerimi;

Köle olmamak için Dünya denen namerde.

 

Bir ben miyim âmâ olan ağarınca tanyeri.

Güneş, doruğunda sönen bir mum gibi.

Ve savaş ruhuma katran çalan bir lamel.

Tetikte bekliyorum pusuya yatan mahşeri.

Yaşamda olmayan barışın,

         Ölümde olması muhtemel.

 

 Ömer Furkan Kesikbaş