Barış ve Ölüm
Sanırdım ki, bahar
gelince çiçek açar ruhlarda.
Olmadı bu dünyada, rengarenk
kırlardaki barış.
Bir kurtarıcı
bekleyen o gözlerdeki tufanda;
Beyaz güvercin, zeytin
ağacına konmamış.
Esir oldum, yaşam
denen bu yorucu savaşta.
Gözlerimden yola vurdu
yıldızlardan kafile.
Samanyolu, kırk deve
özlem yüklü bir kervan.
Gündüzleri körüm
ben, bekleyişim nafile.
Geceleyin kalkar gözlerime
çekilen perde.
Ruhum göğe yükselir Ay’ın mesai yaptığı saatte.
Yıldızların saçını
okşarcasına
Semaya kaldırırım
ellerimi;
Köle olmamak için Dünya
denen namerde.
Bir ben miyim âmâ
olan ağarınca tanyeri.
Güneş, doruğunda sönen
bir mum gibi.
Ve savaş ruhuma
katran çalan bir lamel.
Tetikte bekliyorum pusuya
yatan mahşeri.
Yaşamda olmayan
barışın,
Ölümde olması muhtemel.
Ömer Furkan Kesikbaş