Her taraf yangın;
Ve her şey yanıyor.
Ateşten kaçan ruhum;
Çaresizce seni arıyor.
Sen,
Yüksek dağların;
Kayalık uçurumların;
Ulaşılması en güç noktasında;
Benim sana ulaşma gayretimi bilmeden;
Hayatına devam ediyorsun.
Ben ise,
Senin nasıl zor koşullarda yetiştiğini;
Ve katlandığın tüm zorluklara rağmen;
Aslında nasıl hassas ve narin olduğunu bilerek;
Ve sana ulaşmanın tüm zorluklarını hesaba katarak;
Sana doğru, dağların zirvesine yürüyorum.
Ben daha yolun başındayım;
Ve yolumun çok uzun olduğunu biliyorum.
Benim için zor geçecek bir buzul çağı için;
En uygun ekipmanla geliyorum;
Sabırdan termal bir mont,
Gayretten su geçirmez bir bot,
Cesaretten bir tırmanış eldiveni,
Umuttan yapılmış bir kar gözlüğü takıyorum.
Duayı sığınılacak bir çadır olarak;
Sırt çantamda taşıyorum.
Bir çiçek için onca zahmete değer mi? diyorlar.
Senin değerini bildiğimden; Evet değer diyorum.
Sana ulaşabilir miyim? Bilmiyorum.
Ben sadece sana doğru yürümeye devam ediyorum.
Ömer Furkan Kesikbaş 24.11.2023
