Önce topraktım, sonra bir nutfe,
Ruhum üflendi akabinde.
Ve birdenbire buldum kendimi;
Dünya denen gurbetin kodesinde.
Tıpkı herkes gibi, bir modeldim ben de;
Ve özeldim, bildiğim kadar sıradanlığımı.
Bedenim, giydirilen elbisesiydi
yaratılışın.
Nefsim, işlenmemiş ham haliydi bir taşın.
Sonra başladım yontulmaya;
Elmas kalem, madırga ve keski
ellerindeydi;
Kader denen o usta heykeltraşın.
Hiç muhalifi olmadım havanın.
Doğal bir parçasıydım tabiatın;
Yaratanın o muhteşem sanatının.
Asla reddetmedim basitliğimi;
Tanrının yerine koymadım kendimi.
Ve terk etmedim aşk-ı kadimi.
Nasip yoksa;
Açılmayan bir çekmeceydi hayat.
Her nefes alış-verişi bir tecrübeydi;
Günlüklerime yazdım kaybedişlerimi.
Görkemsiz merasimler düzenledim kalbimde.
Birer birer yürüdü hatıralarım kortejde;
Oldum olası sevmedim protokolde oturmayı;
Alkışladım yenilgilerimi tenha bir köşede.
Ben en çok aşka yenilmeyi sevdim.
Ve sığınmayı duanın dalgasız limanına.
Dua, yükseltti beni uzletin doruğuna.
Uzlette kaybettim rızık endişemi.
Rızık, zeytin ya da buğday tanesiydi;
Bekleyen beni, bir nasibin dalındaki.
Hiç olmadı acınası bir çaresizliğim.
Krizi fırsata çevirmekte biraz mahirim.
Tutundum göklerden uzatılan ipe;
Her secde yücelten bir eğilişti;
Bedenim hiç göğe yükselmese de;
Yere indi bulutlardan bir seccade.
Güçlenerek çıktım her bir yenilgide.
Ama hiç yazmadığım mektuplar oldu;
Düğümlendi boğazım sessiz harflerle.
Ve gün batsa da bitmeyen bir özlem;
Güneşi sönmediği kalbimin içinde.
Artık kentlere bulut inmiyor;
Dağlarda yaşıyorum uzletlerimi.
Yüksek katlı binalara doldu mahalle;
Göçtü, halleştiğim mahalle delileri.
Ve aşıklar oldu ahir zamanın velileri.
Türbe, deprem olunca girilen sığınak;
Kalp, aşkın kutsalıyla yanan tapınak.
Aşık dediğin yandıkça yanar,
Gönüldür aşığın yanmaz kefeni;
Bundandır şiirle uyutuşum;
Beşiğinde ağlayan uykusuz geceyi.
Serbest bıraktım artık zamanı.
İcra ediyorum sanatını sabrın.
Bir çöl gibi suskunum;
Meryem orucudur tuttuğum.
Bir eylemdir benim bekleyişim.
Ve emsalsiz bir aksiyon,
Sensizliğe sessizliğim.
Ömer Furkan Kesikbaş - 12.01.2024