Bir ırmak misali akıyor insan;
Genişleyip daralan ince yatakta.
Halden hale giriyor insanın yazgısı;
Hınç biter, aşk bitmez kara toprakta.
Semantik kavram katı ve somut;
Semavi bir aşkın coşkunluğunda.
Her dua, sırada bekleyen bir umut;
Sonsuz bir rahmetin avuçlarında.
Kuşlar aslında bir aşka uçar;
Umudun tüyleri kanatlarında.
Yoktur aşıklara coğrafi sınır;
Tufanlar aşılır aşk ummanında.
Masken düştü devşirilmiş anlam!
Aşkın ilahi sırrı saklıdır buğdayda.
Çok bilinmeyenli denklemdir aşk.
Kim bilir ne yazar levh-i mahfuzda?
Bırak benim de bir duam olsun;
Anlamak buğdaydaki elif sırrını.
Geceyi aydınlatan aşktır dolunay;
Yücelsin kalplerde aşktan bir saray.
Tebdili mekân geziyor ruhum;
Göklerin üstündeki ıssız çölleri.
Aşk; bir lisyantus, dua ve şiir;
Semadan bekliyor beyaz mendili.
Ömer Furkan Kesikbaş 04.01.2024